Zeigarnik Etkisi ve Bitiremediğim Makalem

Aylardır yazmayı tamamlamam gereken bir makale var ve bir türlü bitmek bilmiyor. Çalışmaktan çok da keyif aldığım bir konu aslında ama bir türlü odaklanıp başına oturup tamamlayamadım o makaleyi. Hep araya başka işler girdi, hep son tarihler ertelendi ve geldiğimiz noktada bitirilememiş bir iş olarak aklımda kalakaldı.

Bu makaleyi unutmak bir yerde kalsın zihnimde açık bir tab olarak kaldığından dolayı aklımdan çıkaramıyorum bile. İşte tam da bu durumun literatürde bir adı var: Zeigarnik Etkisi!

Nedir Zeigarnik Etkisi ve Nereden Çıktı?

Tamamlanmamış görevleri hatırlamak daha kolaydır.

Sürekli bir şeyler yarım kalmış gibi hissediyorsanız korkmayın, muhtemelen beyniniz sizi kandırıyor! Tamamladığınız görevleri ya da işleri şak diye aklınızdan çıkarabilirsiniz çünkü. Fakat tamamlamadığınız görevleri sıklıkla hatırladığınızdan ve unutamadığınızdan dolayı, HER ŞEY yarım kalmış gibi hissediyor olabilirsiniz. İşte bunun sebebi Zeigarnik etkisi.

Rus Psikiyatrist Bluma Wulfovna Zeigarnik, 1920li yıllarda Viyana’da bir yemeğe gider ve yemekte garsonların siparişleri alırken not almadığını ve henüz ödemesi tamamlanmamış siparişleri rahatlıkla aklında tutabildiğini gözlemler. Fakat garsonlar müşterinin yemeği bitip ödemesi tamamlandıktan sonra siparişe dair detayları hatırlamakta zorlanır hale gelir. Konu ilgisini çekince, Zeigarnik daha detaylı araştırmak için bazı deneyler yapma kararı alır.

Bilimsel Çalışmalar

Zeigarnik, bir grup insana birtakım basit görevler yaptırırken bazen görevi tamamlamasına izin verip, bazen ise görevlerini kesintiye uğratır. Bir saat sonrasında deneydeki görevleri hatırlamaları istendiğinde tamamlanan görevlerin daha az hatırlandığını, kesintiye uğratılanların ise diğerlerinin iki katı kadar daha fazla hatırlandığını gözlemler. Bu deneyin bir başka versiyonunda Zeigarnik, yetişkinlerin bitiremedikleri görevleri, bitirebildiklerinden %90 daha fazla hatırlayabildiklerini gözlemledi. Sonrasında bu etkinin varlığı bellek konusunu konuşurken adını çokça duyduğumuz John Baddeley tarafından da deneyler yapılarak tekrar tekrar gösterildi.

Zeigarnik bunu şöyle açıklıyor: İnsanlar göreve başladıklarında onu tamamlama ihtiyacı hissediyorlar ve bu ihtiyaç karşılanmadığında da insanlar gönül rahatlığı ile o görevi akıllarından silemiyorlardı. Buna bir örnek de 1982 yılında Kenneth McGraw ve Jirina Fiala tarafından yapılan deneydi. Katılımcılar deneydeki görevi tamamlayamadan yarıda kestiler. Deneyin devamına dair herhangi bir teşvik olmamasına rağmen katılımcılar bitirme isteklerini dile getirdiler. Düşününce ben olsam ben de tamamlamayı tercih ederdim, aksi takdirde yarım kalmış olarak belleğimde yer kaplamaya devam edecekti çünkü!

Zihnimizde Neler Oluyor?

Kısa süreli hafızamız hem kapasite hem de süre açısından sınırlıdır. Bilgileri eğer aklımıza iyice kazımak ve unutmamak istiyorsak sürekli olarak prova etmemiz gerekir. Bu süreç de oldukça fazla zihinsel çaba gerektirir. Tamamlanmamış görevleri sık sık düşündüğümüzden ve zihnimize getirdiğimizden aslında onları daha çok prova ederiz ve hatırlama olasılığımız artar.

Garson örneğine dönecek olursak, farklı masaların verdiği siparişleri akıllarında tutmak için muhtemelen sürekli olarak tekrar etmeleri ya da zihinlerinde birtakım hatırlamayı kolaylaştırıcı stratejiler kullanmaları gerekir. Dolayısıyla bilgiyi sürekli bilinç düzeyine çekerek prova ederler. Ancak müşteri kalkıp gittiğinde artık böyle bir zihinsel sürece ve provaya gerek kalmaz.

Tüketim çılgınlığına bir katkı

Bu etkinin varlığını tabii ki kullanan birçok ticari kurum, kuruluş, şirket ve organizasyon mevcut. Örneğin bir dizinin bölüm sonunda heyecanlı bir yerinde bırakılıp devam edeceğine dair ipuçları verilmesi dizinin daha çok aklınızda yer etmesini sağlamak içindir.

Ya da sosyal medyada gördüğünüz reelslerde “Devamı Açıklamada” gibi yazıların etkileşimi arttırma sebebi de budur. Konu yarım kaldığı için devamını görme ihtiyacı hissettirir ve zihninizde daha kalıcı olur.

Benim kendi hayatımda şu an en vurucu olan örneği mesela mobil oyunlardan gönderilen ve sizi oyuna tekrar döndürmeyi hedefleyen “Hey şunu bitirmedin, geri dön!” bildirimleri. Bitirmek için dönmezsem oyunun aklımdan çıkmayacağını bildiğim için gerçekten de bu bildirimler beni uygulamayı açmaya zorluyor.

Çoklu Görevlere Bir Antitez

Aslında Zeigarnik etkisini okuduğumuzda aynı anda bir sürü işi birden yapmanın iyi bir fikir olmadığına kanaat getirmemiz mümkün. Aynı anda çok işe başlamak muhtemelen her biri için belleğimizde ciddi bir yük oluşturarak zihnimizi çok meşgul edecek ve her birini tamamlamamızı güçleştirecektir. Dolayısıyla belki de bir işe başlayıp onu tamamlayıp aklımızdan tamamen uçurduktan sonra bir diğerine başlamak daha mantıklı bir tercih olabilir.

Sonuç

Zeigarnik etkisi, garsonların birçok müşteri siparişini nasıl hatırladıkları gözlemi ile başlayan ve o zamandan bu zamana birçok araştırma ile varlığı gösterilmiş bir etki olarak literatürde karşımıza çıktı ve günlük hayatımızda da binlerce örneğini görmemiz mümkün.

Birçok işi aynı anda başlatmak ve hepsini yarım şekilde bırakmak bu sebeple zihninizi açık bir sürü tab ile doldurur ve kapatmadan aklınızdan bunları çıkaramayabilirsiniz. Dolayısıyla yeni tabler açmadan açtığınız tableri kapatmaya çalışmak iyi bir fikir olabilir.

Benim zihnimde tamamlanmamış görevlerin çok fazla yer edinmesini engellememin en kolay yolu görevleri küçük adımlara bölmek oldu. Böylelikle görevin tamamını bitirmesem de küçük adımları bitirdiğimde bir şeyi tamamlamanın vermiş olduğu rahatlığa erişebiliyorum ve dinlenme zamanımda o görevi kara kara düşünmeyi biraz olsun engelleyebiliyorum.

Yorum bırakın

Scroll to Top