“Sad Beige Mom” Kavramına Bilimsel Bir Bakış

Selamlar!

Bu blog yazısında sosyal medyada önemli bir tartışma konusu olmuş olan “Sad Beige Mom” kavramını ele alacağım ve literatürde yapmış olduğum gezintinin sonucunda bulduğum araştırma bulgularını sizlerle paylaşacağım. Hadi başlayalım!

“Sad Beige Mom” Nedir?

Sosyal medyada ünlü olmuş, influencerlık mesleğini icra eden birçok annenin paylaşımlarından fark edeceğiniz üzere canlı renkler Instagram ve Tiktok evrenlerinden silinmiş durumda. Birçok profilde artık bej ve tonları renkler hakim. Anne influencerların evleri bu şekilde dekore ediliyor ve tüm eşyalar buna göre satın alınıyor. Tabii ki buna bebeklerinin kıyafetleri, odaları, oyuncakları ve tüm eşyaları da dahil. Günlük hayatında zaten pastel renklere bayılan birisi olarak benim görüşüme göre bu gerçekten estetik anlamda çok güzel bir görüntü. Tam olarak neyden bahsettiğimi anlamak için pinterestten “beige aestetics” ya da “aesthetic nursery” gibi kavramları aratmanız yeterli olacaktır.

Bej Anneler Neden Eleştiriliyor?

Ancak, bu bej çılgınlığı bazı mecralarda yoğun olarak eleştirilmeye ve tartışılmaya başlandı. Hatta çocukların hayatlarında daha fazla renge ihtiyaç duyduğuna inanan kişiler arasında bu akım “üzgün bej anneler” olarak adlandırıldı. Influencer ajansları arasında nötr tonlar ile yapılan dekorasyonlar ve bunlara dair paylaşımlar teşvik edilirken (bu sayede sponsorlu ürünlerin kontrast yaratıp öne çıkması da sağlanıyormuş), eleştirel bakan kişiler bununla dalga geçen parodi hesaplar bile yarattı.

Konu ile ilgili en çok eleştirilen video NattieJopo isimli bir TikTok kullanıcısının çocuğu için aldığı yılbaşı ağacı oyuncağının canlı renklerini sprey boya ile boyayarak tamamen pastel tonlara çevirmesiydi.

Bu akımı eleştiren kişilerin en önemli argümanı çocukların renkli, dolayısıyla eğlenceli ve neşeli oyuncaklardan ve uyaranlardan mahrum bırakılması, bunun yerine sürekli ve sadece daha hüzünlü tonlara maruz bırakılmasıydı. Eleştirenlere göre bu anneler için birincil öncelik eşyaların çocuğun hoşuna gitmesi değil, şık ve sosyal medyaya uygun görünmesiydi.

Buna karşılık bir Huffpost makalesinde yazar Marie Holmes bunun tek sebebinin estetik olmadığını, akımın aslında faydalı tarafları olduğunu da açıklıyor. Bunlardan birincisi bej akımının plastik, hem çevreye hem de çocuklara zararlı olabilecek materyaller yerine ahşap gibi doğal malzemelerin kullanılmasını teşvik etmesi. Diğer bir sebebi de toplumsal cinsiyet rollerini vurgulayan pembe ve mavi renklerinden kaçınıp daha “cinsiyet anlamında nötr” sayılan renklere yönlendirmesi.

Delaware Üniversitesi’nde profesör olarak çalışan Psk. Dr. Roberta Michnick Golinkoff, bu akım hakkında “Benim destekleyeceğim bir akım değil, ancak çocuklara zararlı bir akım da değil.” diye açıklama yaptı. Hatta şakayla karışık bunun ancak çocukların kıyafetlerindeki tüm lekeleri bariz göstereceği için annelere zararlı olabileceğini söyledi.

Bilim Ne Diyor?

Amerikan Optometri Derneği’nin resmi web sitesinde bebeklerin yaklaşık 5 aylık olduklarında iyi bir renk görüşüne sahip oldukları belirtiliyor. Bu görüş gelişene kadar yeni doğanlar renkleri çok iyi algılayamadıklarından dolayı yeni doğan oyuncakları genellikle kontrast ve belirgin renkler içeriyor. Tabii ki, hiç de şaşırtıcı olmayacak şekilde, bu renkler bebeklerin hem görme duyularının gelişmesine hem de bilişsel ve sosyal gelişimlerine çokça etki ediyor. Dolayısıyla bebeğe geniş bir renk paleti (ve tabii farklı şekiller ve dokular da) içeren uyaranlar sağlamak bebeğin retinasının olgunlaşmasına ve optik sinirlerin çoğalmasına yardımcı oluyor. Uzmanların ebeveynlere bebeklik dönemi için önerdiği şey şu: Bebeğin bir şeye ne kadar süre boyunca baktığına dikkat etmek gerekiyor, böylelikle özellikle hangi renklerde oyuncakların ilgisini çektiği tespit edilmeye çalışılabilir.

Renkli uyaranların çocuklara sağladığı fayda bununla sınırlı değil. Canlı renk tonlarındaki oyuncaklar ve nesneler bebekler için dikkat çekici çünkü bu renkler bebeğe gördükleri hakkında bir şeyler öğretme fırsatı sağlayabilir. Konuşmak için erken olan yaşlarda bile dil gelişimini desteklemek için ebeveynler şöyle şeyler söyleyebilir: “Mavi kamyonu beğendin mi?” veya “Bu mavi kamyona bak! Bu mavi kamyon, bu mavi yastıkla aynı renkte.” Bu, bebeğin farklı renklerin adları için kelime dağarcığını oluşturmasına yardımcı olur ve ayrıca çevrelerindeki bağlantıları kurmalarına ve örüntüleri fark etmelerine yardımcı olabilir. Küçük çocuklar renkleri sözlü ipuçlarından daha kolay hatırlayabilir, dolayısıyla nesnelere renk eklemek adlarını öğrenmeyi geliştirmeye yardımcı olabilir. Çocuklar küçük yaşlardan itibaren renkleri belirli nesnelerle ilişkilendirir (örn. gökyüzü mavidir, güneş sarıdır, ağaçlar yeşildir…) Renkler, nesneleri değerlendirmeye, tahmin etmeye ve tanımlamaya yardımcı olur.

Sözün özü renkler önemlidir evet. Peki bu bej akımının çok zararlı olduğu ve tüm çocukların rengarenk oyuncaklar ile oynaması gerektiği anlamına mı gelir? Benim araştırmalarımdan böyle bir sonuç çıkarılabileceğini söyleyemem. 2016 yılında yapılan bir araştırma çocuklarda çok canlı renkler ile dolu ve çok uyaranlı ortamlar ve oyun yüzeylerinin fazla uyarıcı bir etki yaratarak çocuğun dikkatini dağıtabileceği bulunmuş. Daha nötr renklerin sakinleştirici ve odaklanmaya destek olan bir etkisi olduğu bilinen bir gerçek. Yani renk kullanımı bebeğin gelişimi için önemli, ancak bu, bebek malzemeleri söz konusu olduğunda nötr renklere ve beje olan sevginizden tamamen vazgeçmeniz gerektiği anlamına da gelmiyor. Bebeğinizi gözlemleyerek, ilgisini neyin çektiğini anlamaya çalışarak, neyle daha çok vakit geçirdiğini ve neye daha çok baktığını takip ederek hangi oyuncakları ve nesneleri daha çok kullanmanız gerektiğini tespit edebilirsiniz.

Yazıda kullandığım tüm referanslar ilgili bilginin olduğu yere linklenmiştir.

Yorum bırakın

Scroll to Top