Kahvesiz Uyanamam!: Kafein Beynimizde Neler Yapıyor?

Hadi bugün biraz kafein konuşalım!

Çay, çikolata ve bazı gazlı içecekler bize kafein sağlasa da en çok kafein ile anılan gıda tartışmasız kahvedir. Kafeinin bizi uyanık, enerjik ve tetikte tutma etkisinden en çok faydalandığımız gıda da kahve tabii. Günlük hayatta da “Sabah kahvesiz ayılamam.” diyen birçok insanla karşılaşmışsınızdır ve hatta belki siz de o insanlardan birisinizdir. Peki kafein ne yapıyor da sabah o olmadan bizi uyanamaz hale getiriyor?

Evrimsel olarak baktığımızda kafein bazı bitkilerin yapraklarında bulunur. Bazı böcekler için yüksek miktarda tükettiklerinde zehirdir fakat düşük dozlarda onların da bilişsel işlevlerinde uyarıcı bir rol oynayarak bu besleyici bitkiyi hatırlamalarını ve tekrar dönüp buradan beslenmelerini sağlar.

İnsanlara dönecek olursak kafein, bizim sinir sistemimiz için de bir uyarıcıdır. Bunu nasıl yaptığını anlamak için önce başka bir nörotransmitter olan Adenosin’i tanımamız gerekiyor. Adenosin, normalde nöronlarımıza daha yavaş çalışmayı, sakinleşmeyi ve uykuya dalmayı tembihleyen bir moleküldür ve kimyasal olarak kafein ile birbirlerine benzer bir yapıdadırlar. Kafein vücudumuza girdiğinde bu benzerlikten faydalanarak normalde Adenosin’in bağlanacağı reseptörlere bağlanır ve böylelikle nöronların çalışmasını inhibe eden bir molekül olan Adenosin’i bloke eder. Adenosin’in tersine nöronlara daha hızlı ve daha hızlı çalışması için emir verir ve böylelikle uyarıcı olarak rol oynar.

Daha ilginç bir bilgi de şu ki, bazı nöronlardaki adenosin reseptörleri ve dopamin reseptörleri de birbirine bağlı. Bu sebeple adenosin kendi reseptörüne yerleşirken, hemen yanındaki dopaminin kendi reseptörüne yerleşmesini engelleyebiliyor. Kafein adenosini baskıladığından ve reseptörüne yerleşmesine engel olduğundan, bu ikili nöronlardaki dopaminin salgılanması artıyor. Yani basit bir mantıkla, dopaminin bizi motive eden ve bize zevk veren bir tarafı olduğundan, kafein de dopamin salgılanmasını arttırarak bu etkilere sebebiyet verebiliyor! Dopaminden detaylı olarak mutluluk ile alakalı yazımda bahsetmiştim, merak edenler için buraya linkliyorum.

Kafeinin uyarıcı etkisinin faydalarından elbette günlük hayatımızda bolca faydalanıyoruz. Örneğin işlerimiz olduğunda ve bolca çalışmamız gerektiğinde uykumuz gelmesin ve odaklanalım diye kahve içtiğimiz oluyor. Ancak bu uyarıcı etkinin olumlu olduğu gibi olumsuz etkileri de yok değil. Sinir sistemimizi uyaran bir madde olduğundan, kafein aldığımızda kalp atış hızımız ve kan basıncımız artar. Uykusuzluk yapabilir ve gerginlik hisleri beraberinde getirebilir. Bu anlık etkilerin yanı sıra, beyin her maddeye olduğu gibi zamanla kafeinin düzenli gelişine de alışır. Bu da beyninizde sürekli olarak adenosinin bloklandığı anlamına gelir. Beyin bu sebeple ekstra adenosin üreterek bunu telafi etmeye çalışır. Yani tıpkı diğer maddelerin düzenli kullanımında olduğu gibi, gittikçe toleransınız artar ve her sabah uyanmak ve zinde hissetmek için daha fazla kahveye ihtiyaç duyarsınız. İşte bu da “Kahvesiz uyanamam.” cümlesinin bilimsel açıklamasıdır.

Ayrıca, tıpkı diğer maddeler gibi kafeini bırakmaya çalıştığınızda yoksunluk çekmeniz olasıdır. Vücuttaki bol sayıda adenosin, onları engellemeye çalışan kafeinden tamamen mahrum kaldığında sizde yorgunluk, baş ağrısı ve adenosin tarafından engellenen çokça dopaminden dolayı depresif moda bile sebebiyet verebilir. Tabii ki eğer kafeini uzun süre bırakmayı başarırsanız beyin yine bu duruma adapte olarak daha fazla kafeinin gelmeyeceğini anlar ve duruma uyum sağlar. Uzun vadede bu yoksunluk etkilerinden kurtulabilirsiniz. Yani, kahvesiz uyanmayı kafaya koyduysanız ilk zamanlarda yaşadığınız zorluklar sizi yıldırmasın, nöroplastisite, yani beynin uyum sağlama becerisi, sizi kurtaracak!

İşte konu hakkında daha fazla bilgi edinmenizi sağlayacak ve bu konseptleri anlatan kaynaklar:

Yorum bırakın

Scroll to Top